renodan ilk resimler... bu resimler apartmante kombinitonun camından çekildi üstteki beyzbol stadının stadı alttaki ise karşımızda otel Ramada.. fotoğrafta sanki çok uzakmış gibi çıkmış fakat alakası yok:) bu akşam maç vardı stadın ışıkları ondan yanıyor. en kısa zamanda biz de izlemeye gideceğiz, o günü heyecanla bekliyorum.
şu an saat 21.55 yavaş yavaş uykum gelmeye başlıyor. tv de dance with the stars var. Shaq ve Justin Biber denen velet dans ediyorlar. vay arkadaş bu justinin ne kadar seveni varmış. ama siz asıl shaq i hip hop yaparken görmelisiniz o koca gövdeyle. internetimiz korkunç yavaş ama allahtan tv açısından şanslıyız. cable tv'miz var. tüm kanalları izleyebiliyoruz. sezon henüz açılmadığından sevdiğimiz programlar yok şu an. eylülde tüm diziler başlıyor.
burda en büyük derdim yemek, yemekten de öte kokular... restoranlar ve kafeteryalar çoook ağır kokuyor. en iyi havalandırması olan yerlerde bile içten içten bir koku var. dün üniversitenin kafesinde shreki beklerken neredeyse bayılacaktım. ne yiyorlar anlamıyorum sadece domuz eti bu kadar koku yapabilir mi bilmiyorum. 5 dakika içersinde tansiyonum düştü samki zor attım kendimi cafeden dışarı. dışarsı da soğuk geldi üşüdüm ama o kokuya dayanmam imkansızdı. karnım acıkıyor ama içeri girip birşey yeme fikri bile içimi bulandırıyordu. en sonunda shrekin aldığı peynirli pizzayı yeyip pepsi kolayı içtim. ama bu daha da beter yaptı midemi. pizza vıcık vıcık yağlıydı. colanın tadı ise kola gibi değil.. aslına bakarsanız burda hiçbirşeyin tadı hiçbirşey gibi değil. su bir tuhaf, süt deseniz sanki içine nişasta atılmış gibi bi renkte. gelirken süper kolalar içicem diyordum nerdeee. mcdonaldsda gerçek cheese burger yemeyi hayal ediyordum fakat sadece iki ısırık alabildim, patatesle yetindim. hem içersi kokuyordu hem de burgerin tadı pek yavandı. bu kokulu yemekleri yiyemez de zayıflarım sanıyorsanız çok ama çok yanılıyorsunuz çünkü sokakta ne kadar acıkırsam eve gelince o kadar çok yiyorum:) burda en sevdiğim şey crushed tomatoes. alışverişe gittiğimde almıştım ne düşünerek aldım bilmiyorum ama o kadar tatlı geldi ki sabah kahvaltıda yumurtaya karıştırıyorum. dün akşam hem domates çorbası hem de domates soslu makarna yaptım. bir de ekmek mevzusu var, arkadaş ekmeğin içine bu kadar şeker konur mu bi çimçik daha koysa ekmek değil kek olacakmış. annemin kulakları çınlasın güya biz buraya gelmeden ekmek yapıp kahvaltıya bizi mis gibi ekmek kokusuyla uyandıracaktı.
duygu arkadaşım sözüm sana burda herşeyin paketi çok güzel ama lezzet arama.. gördüğün o hmm yaptığın şeylerin çoğu yalan.
suyusevenkedi arkadaşım senin için çektiğim fotoyu da en kısa zamanda yayınlayacağım inşallah.