Varmak değil, sadece gitmek... gitmek

hürriyet

19 Ağustos 2010 Perşembe

bir uçak kalkar bu limandan

daha çok zamanımız var derken gitmeye yaklaşık 4 gün kala hala yapılacak işler var. kolay değil bir hayatı bırakıp diğer bir hayata başlamak anlaşılan. her ne kadar ev ve eşyalar yerinde dursa da hayatınızdaki bazı yapı taşları yerlerinden oynuyor ister istemez. Fiona gözaltı rengimden memnun değil mesela ama ben çok kafaya takmıyorum. dinleniriz geçer. ne zaman dinleneceğiz? muhtemelen uçakta giderken. az değil 36 saat. hayatımız uçaklar ve havalimanları olacak 1,5 gün için. Ha arkadaşımın deneyimlerini blogunda okuduktan sonra uçakta ne kadar dinlenilebilir anlamış oldum. allahtan amsterdam aktarmalı gitmiyoruz. pek ümit bağlamamak lazım. gerçi eninde sonunda yorgunluktan kendinden geçiyorsun.

Bir de arkadaşlar ve çevremiz şöyle sorular soruyor: "Heycanlı mısınız?" Ben de heycanlanmaya vaktim yok diye cevap veriyorum. Yine uçakta heycanlanacağız muhtemelen. Bizim gibi insanların hayatında heyecan farklı bir kavram sanırım. Her ne kadar mayıstan bu yana yaşadığımız sorunlar, ondan önce başımıza gelenler bizi yıldırmadı ise de, bir şekilde planlarımızı alt üst edip bizi son dakika kaosuna sürükleme konusunda oldukça yardımcı oldular. Tabi bu etkenler heyecan seviyemizi düşürüp kaygı seviyemizi yükselttiler fakat her zaman olduğu gibi her şey olacağına varıyor.

Uzun uzun yazmak istiyorum ama kafam çok karışık, şu iki paragrafı nasıl yazdım? o da bir muamma :) Uzun lafın kısası Fiona'nın aksine artık 24'ünde o uçağa bineceğimizden biraz daha eminim. Her şey buraya kadar geldiğine göre bundan sonra da arkası gelir.

Bu arada bu blog'u ne zaman arkadaşlarımıza duyuracağımızı kararlaştırmalıyız (hıh yapılcaklar listesine bir madde daha :D). Neyse biz bildiğimizde siz de bileceksiniz (bu kalıp böyle çevrilir mi?) şimdilik böyle olsun.

Bizi şimdiye kadar okuyan ya da okuyacak olanlara simdiden güzel bir gün diliyorum,
kaydın sonu...

SHREK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder