Varmak değil, sadece gitmek... gitmek

hürriyet

13 Temmuz 2010 Salı

rise and shine

siz bu satırları okurken ben ve Fiona Amerikan topraklarına ayak basmış olacağız. bu blog'u hazırlarken böyle bir karar aldık. Bu blogun varlığı bizim Fulbright macerasının başlamasıyla gün ışığına çıkacak ve bu yolculuktan önce neler yaşadığımızda böylece aydınlanacak.

bugün hiç gelmeyecek sandım bir an. bugün yani 13 temmuz 2010 salı benim radyoterapi tedavisinden kurtulduğumu müjdeliyor. artık mide bulantısı, şişkinlik ve kusma geride kaldı. hatta son gün kusmadım; en azından 15:00 itibariyle(bu satırları yazarken). Bu iyiye işaret. Ameliyat en kolay kısmı dediklerinde 'hadi canım, neresi kolay' demiştim kendi kendime. meğer gerçekten de öyleymiş. 1 hafta bilemedin 10 günde ayaklanmıştım. Ama radyoterapi o kadar da kolay geçmedi, geçemedi. ilk haftanın sonunda zatürre olup tedaviye 10 gün ara verilmeseydi bu yazıyı temmuz başında yazıyor olurdum. nasıl zatürre olduğum ayrı bir başlık konusu. neymiş efendim bağışıklık sistemi çökmüş. en ufak soğuk algınlığı zatürreye dönmüş. yemediğim serumlu antibiyotik içmediğim agumentin kalmadı evde ve eczanede. Neyse herşey geride kaldı artık. Böyle derken aklıma Fiona'nın yazdıkları ve şu söz geliyor: "Geçiyor ama delip geçiyor."

19 Mayıs sabahıyla başlayıp 13 temmuza gelene kadar bizi twister misali ordan oraya savuran bu tedavi sürecinde bir daha hiç "yapmamayı" isteyeceğimiz bir çok olay yaşadık. İleride bu olayları hatırlayıp gülüp geçmek yerine elimde olsa tamamen hafızalarımızdan silmeyi tercih ederim. Özellikle de Fiona'nın hafızasından çünkü yazdıklarını okurken neler yaşadığını, hissettiğini düşündükçe içim bir garip oldu. O olmasaydı büyük ihtimalle bu kadar çabuk iyileşemezdim. Olunabilecek her şekilde yanımdaydı tüm bu zaman boyunca. Gerektiğinde inatçı (yazık oldu o kefire, içecektim ben onu), gerektiğinde anlayışlı ve en önemlisi sevgi dolu. Bana karşı eksilmeyen tek şey sevgisiydi ve onun sayesinde bugüne geldik.

Bundan sonra ne olacak? Gelecek konusunda Fiona'ya katılıyorum. Fulbright bursu bizim için kötü şanstan bir kaçış olacak. Belki yeni bir başlangıç. Belki de şuan ki hayat standardımızı yükseltecek bir deneyim olacak. Her ne olursa olsun bundan sonra hiçbir şey için kendimi üzmeyeceğimi Fiona'ya da böyle yapması konusunda telkinde bulunup gerekirse zorlayacağım, çünkü bazen hayatın seni kontrol ettiği gün sayısı senin hayatı kontrol ettiğin gün sayısından çok oluyor. Ve senin bu konuda elinden bir şey gelmiyor.

SHREK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder