Varmak değil, sadece gitmek... gitmek

hürriyet

11 Ekim 2010 Pazartesi

artık beni asla yaralayamaz hayat eğer istemezsem





 cumartesi akşamı, pazar günü lake tahoe ya gitmeye karar verdik.  sabah erken kalkabilmek için saati kurduk, rötarlı da olsa erken kalktık, kahvaltı yaparken shrek kendisini iyi hissetmediğini söyledi ve geziyi iptal ettik. ama yaptığım hızlı kürle öğleden sonra kendine gelen shrek geçti arabanın direksiyonuna ve bizi şahane manzaralar izlediğimiz, yaşlı çam ağaçlarının kokusunu aldığımız, bol bol oksijen depoladığımız şahane bir geziye çıkardı. açlık kısmını saymazsak herşey çok güzeldi, özellikle göl kıyısına indiğimiz an ikimiz içinde muhteşemdi, çünkü bu yaz yüzmek için çok az fırsat bulabildik bildiğiniz sebeplerden, tam denize güneşe alışıyorduk ki buraya geldik. geldiğimizden beri de tek gördüğümüz su birikintisi şurada görebileceğiniz truckee river olduğundan o kocaman göl ve kumsal bizi büyüledi. büyüledi diye kibarlık yaptım, aslında resmen kudurduk, neden mayolarımızı yanımıza almadıgımız, neden buraya daha önce gelemediğimiz, haftaya havalar iyi olursa gelip hemen yüzmemiz gerektiği, aslında buraya kadar gelmişken bi giriversek mi, nası olsa burası amerika kimse yadırgamaz bizi tarzı yoğun tartışmalara girdik. ama sonuçta elimizi suya değdirip, kenardan göle giren tiplere özenerek yolumuza devam ettik.
yol boyunca gölde kanoya binen, paraşütle kayak yapan, tekne kullanan tipler gördük. en yakında bunlardan birini yapmak için anlaşarak, iki tarafı da çam ağaçlarıyla kaplı yoldan evimize döndük.
yol kenarında farmville deki gibi evler, barnlar, çitler, klübeler gördük, bazılarının fotograflarını çekebildim, ama bu makineyle ancak bu kadar oldu. eski makinemiz olsaydı...
okuyanlara sevgiler, yorum yazanlara sevgiler ve teşekkürler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder