Varmak değil, sadece gitmek... gitmek

hürriyet

13 Şubat 2011 Pazar

sevgililer günü


işte sevgili shrek imin bana sevgililer günü hediyesi


bu da benim shrek e sevgililer günü hediyem. napalım param ancak bu apple a yetti. macbook pro sunu  da almayı nasip eder allah inşallah bi gün..

8 Şubat 2011 Salı

glutensiz mutfagımızdan secmeler

bu yazıyı anne ve babalarımız için yazıyorum. uzun zamandır aklımdaydı fakat fırsat bulamadım. ama shrekin yazısından sonra şart oldu. evet doğru çölyakla yaşamaya başladığımızdan beri hayat çok zorlaştı.. ekmeksiz soğansız hayatın tadı yok, kuru fasulyenin suyuna ekmek banmazsan anlamı yok. domates ve peyniri ekmek arası yapamamak, tv de her gördüğün reklama ağzının suyunu akıtmak.. karnın acıktığında bir paket çubuk krakerle geçiştirememek, yemek saatlerinde eve koşmak, yorgun da olsan illa yemek pişirmek, bir yere gideceğinde yol, benzin, süre, mesafeden öte yolda ve gittiğin yerde ne yiyeceğini düşünmek..
örnek vereyim 10 küsür gündür eve hazır olarak ekmek bile almadık, dışarda bir şey yemedik, yani hiç tatil yapmayan bir aşçı gibi ekmek dahil herşeyi ben pişiriyorum. (geçen yıl haftanın 5 günü annemin yaptığı yemeği, 2 gün de dışardan söylediği yemeyi yiyen ben...) bazen yemek yapmaktan değil ama ne yapacağımı düşünmekten yoruluyorum. yiyeceklerin etiketlerini tekrar tekrar okumaktan yoruluyorum, en çok da hata yapmaktan korkuyorum.
çünkü shrek bir kez dışarda yese her ne kadar glutensiz de olsa, muhtemelen glutenli yiyeceklerle aynı yerde pişip temas ettiği için hemen hasta oluyor..
neyse ben bunları yazmayacaktım aslında ama dinleyen buldum ya hemen döküldüm..
tamam dışarda aç geziyoruz ama evde ne şahane yemekler yapılıyor görün de içiniz biraz rahatlasın istedim.

amerikanın dev biberleriyle yapılmış dumanı tüten dolma:)


fazla kızarmış kadınbudu köfte ve kremalı patates


inanmazsınız midye dolma bilem yaptım


kahvaltı sofralarımızın klasiği waffle


domatesli omlet


mısır unu ile yapılmış poğaça..

işte böyle,

sevgiler


5 Şubat 2011 Cumartesi

çölyakla yaşamak

2010 yılından miras kalanları 2011'e de taşıdık. Nasıl taşımayayım ki...tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış biri olarak ya da bu gerçeği hatırlamamaya çalışarak yaşamaya devam eden biri olarak günler garip bir hızda geçmeye devam ediyor. Bazen iyi, bazen kötü. Diyetime dikkat edip sorun yaşamamaya çalışmak en çok zaman alan şeylerden bir tanesi. Markette canımızın çektiği ürünlerin içeriklerini okumak. Gluten var mı? Yok mu? Glutenli bir ürünle aynı fabrikada mı üretildi acaba? Yazmıyor ama gluten yoktur belki? gibi soru alışverişlerinden sonra riske atmayalım bir araştıralım kararında mutabık kalma. Normal unun kilosu sudan ucuz iken glutensiz unun yarım kilosuna 2,5-3$ arasında para ödememiz de cabası. Ya da aynı şekilde 75 centlik makarnaya 3$ vermemiz gibi örneklerin çoklanabileceği bir alışveriş macerası.

Bu çabaya rağmen bugün yine karnımın davul gibi şişmesi ve bağırsaklarımın olağanüstü hareketlenmesi üstüne tuzu biberi oluyor. Bazen okumalarımın arasında neyi nerde yanlış yaptığımı düşünürken buluyorum kendimi ama net bir cevabı yok. Son 2-3 günde yediğim şeyleri yemeyeceğim diyorum kendime. En kötüsü de Fiona içten içe üzülüyor durumuma ama elimden bir şey gelmiyor. Sınırları iyi çizmem lazım yiyeceğim şeyler konusunda.

İki dünya arasında kalmış gibi hissediyor insan kendini. Amerika ve Türkiye. Türkiye'de nasıl başa çıkacağımı düşünüyorum bazen bu hastalıkla. Simdiden marketleri araştırdı ailelerimiz. Buradaki kadar çeşit olmadığı anlaşılıyor. Hadi ekmeğini kendin yaptın diyelim. Dışarıda yemek yemek muhtemelen hayal olacak Türkiye'ye döndüğümüzde. En azından burada çoğu restoran durumun farkında ve bazıları glutensiz menuler sunarken bazıları da isterseniz riske atmayın diyecek sorumluluğa sahip. Türkiye'de böyle restoranlar var mı acaba? Yok  abi ette ne gluten olacak deyip ekmekleri kızarttıkları ızgaradan et servis edebilirler.

Ne düşüneceğimi, ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Burada kalabilmek belki de bu hastalığı kontrol altında tutabilmek için en muhtemel yol. Gerisini zaman gösterecek.

SHREK